Google ve Apple yıllardır birlikte iş yapıyor, ancak anlaşmalarının ayrıntıları büyük ölçüde gizliydi – şimdiye kadar. Eylül 2023’te başlayan bir antitröst davası, rekabete aykırı uygulamalar iddialarından ötürü Google’ı mahkemeye getirdi. Google’ın sicili hakkında daha fazla bilgi gün ışığına çıkıyor. Apple’ın başlangıçta tahmin edilenden daha fazla kar ediyor olabileceği görülüyor.
Bloomberg geçtiğimiz günlerde devam eden davanın detaylarını paylaştı. Apple‘ın, Google’ın Safari tarayıcısında varsayılan arama motoru olmasından elde ettiği gelirden %36 pay aldığını ortaya çıktı. Arama devi, Google’ın cihaz tarayıcılarında varsayılan seçenek olmasını sağlamak için Apple gibi şirketlere ödeme yapmakla suçlanıyor. Şimdi, yeni ortaya çıkan bilgiler, Firefox, Safari ve diğer tarayıcılarda durumun böyle olmasını sağlamak için 2021’de 26,3 milyar dolar harcadığını gösteriyor. Bu miktarın yaklaşık 19 milyar doları Google ile yapılan bu anlaşmanın bir parçası olarak Apple’a gitti.
Bloomberg’in haberine göre, teknoloji şirketinin bu rakamları kamuoyunun gözünden uzak tutmaya çalıştığı ve Google avukatı John Schmidtlein’in bu rakamlar mahkemede ortaya çıktığında “yüzünün buruştuğu” söyleniyor. Apple yöneticisi Eddy Cue zaten bu anlaşmayı savunmuş ve şirketin başlangıçta Google’dan daha büyük bir pay talep ettiğini belirtmişti. Mahkemede ortaya çıkan rakamlar, her iki işletmenin de sonunda anlaşma için üzerinde uzlaştığı rakamlardı.
Antitröst davası devam ederken, Apple ve Google’ın ticari işlemleriyle ilgili yeni ortaya çıkan ayrıntılar dikkat çekiyor. 1 Kasım’da açıklanan dava belgeleri, arama sorgularının her iki şirketi de nasıl etkilediğine ışık tuttu. 22 Eylül 2018 haftasında Google’ın elde ettiği gelir açısından ilk iki arama sorgusu “iphone” ve “iphone 8 plus” oldu. İki şirket arasında bu sonuçlarla bağlantılı bir anlaşma olduğuna dair bir kanıt yok, ancak Google daha önce işletmeleri ürün ve hizmetleriyle ilişkili reklam alanı satın almaya teşvik etmişti. Böylece Apple gibi şirketler bu arama terimlerinin nerede görüneceği üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabiliyor.
Google’ın Apple gibi diğer şirketlerle bu tür anlaşmalar yapmasının ne gibi sonuçları olacağı henüz belli değil. Ancak, bu tür ayrıntıların gün ışığına çıkmasının etkisi şimdiden kamuoyu algısını etkiliyor olabilir. Bu tür anlaşmaların yapılmaya devam edeceğini varsayarsak, tüketiciler ister telefon, ister televizyon ya da tablet olsun, cihazlarının önünde daha az seçenek görecek demektir. Bu da yasa koyucuların rekabeti engelleyici uygulamalara ilişkin iddialarının arkasında haklılık payı olabileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, mahkemede belirlenecek çok şey var ve Google’ın ticari kararlarının arkasındaki gerekçeyi açıklamak için de bir fırsatı olacak.